Waste & material traceability solution for sustainable facilities
Dünyanın yüz yüze geldiği en önemli problem olan iklim değişikliğinin, atmosferik sera gazı konsantrasyonlarındaki artıştan yani sera gazı emisyonu yüzünden ortaya çıktığını biliyor muydunuz?
Sera gazı emisyonunuz hakkında telaşa kapılmadan önce size sera gazlarının ne olduğunu açıklamamıza izin verin. Sera gazları, yani kısaltılmış şekliyle GHG, Dünya’nın yüzeyi, atmosferi ve bulutları tarafından yayılan kızılötesi radyasyon spektrumu dahilinde belirli dalga boylarındaki radyasyonu emen ve yayan, atmosferin hem doğal hem de antropojenik gaz halindeki bileşenlerini ifade eder. Bu özellikleri nedeniyle de sera etkisine yol açıyorlar. Başlıca sera gazları ise bize hiç uzak değil; su buharı (H2O), karbondioksit (CO2), metan (CH4) ve ozon (O3).
Sera gazları hem doğal hem de insani faaliyetler sonucu çıkabilir. Örnek vermek gerekirse volkan patlamaları sonucu açığa çıkan gazlar doğalken, endüstriyel tarım sonucu yayılan sera gazları beşeri faaliyetler sonucu çıkar.
Sera gazları deyince genellikle insanların aklında kötü bir izlenim uyansa da aslında bu dünyada var olabilmemiz için gerekliler. Düşünün, sera gazları olmadan Dünya yüzeyinin ortalama sıcaklığı 15 °C yerine yaklaşık -18 °C olurdu. Sıkıntı, gereğinden fazla olduğu durumda ortaya çıkıyor. Yani ünlü atasözümüzün de dediği gibi: Azı karar çoğu zarar!
Sera gazlarının atmosferdeki miktarı sera gazı emisyonunu ifade eder. Bu miktarı artıran insan kaynaklı nedenler arasında şu faktörleri sayabiliriz:
İstatistiklere bakıldığında vahim durum gözler önüne seriliyor. 1990 yılının seviyesiyle karşılaştırıldığında görüyoruz ki, küresel emisyonlar 2050 yılına dek %50 oranında azalmalı. Yoksa kendimizi geri dönülmez bir noktada bulabiliriz!
Neyse ki, iklim değişikliğinin etkilerini önlemek için Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’ne (UNFCCC) üye olan ülkeler, Sanayi Devrimi’nden bu yana artmakta olan küresel ortalama sıcaklık artışını 2 ° C’nin altına düşürmeyi kabul etti. Önleme çalışmaları sürse de iklim krizinin etkileri gün geçtikçe artıyor. Neredeyse her gün sizin de sel, yangın, aşırı sıcaklar gibi haberlerle karşılaştığınızı biliyoruz. Çalışmaları hızlandırmak için hem bireysel hem de kurumsal olarak sera gazı emisyonunuzu ölçerek iyi bir başlangıç yapabilirsiniz.
CO2 ve ısıyı tutan diğer gazların miktarındaki artış, atmosferin ısısının yükselmesine neden oluyor. Bu da küresel ısınma demek. Buzulların erimesi ve okyanusların yükselmesi en bilinen etkilerinden. Mevsim değişiklikleriyle beraber de aşırı hava olayları görülüyor. Ne yazık ki, bunlar henüz başlangıç!
Avrupa Çevre Ajansı’nın (AÇA) yayımladığı bir rapora göre, Avrupa’da 1980-2020 arasında görülen sıcak hava dalgası ve seller gibi aşırı hava olayları ve bunların beraberinde getirdiği tahribat, 142 bin kişinin yaşamını yitirmesine neden olurken 500 milyar Euro’ya mâl oldu.
McKinsey’in 2022 Raporu’na göre ise insanlığın emisyon ayak izleri aşağıdaki gibi:
Peki, Türkiye sera gazı emisyon istatistikleri bize ne söylüyor? Türkiye sera gazı emisyon envanteri sonuçlarına göre 2020 yılı toplam sera gazı emisyonu bir önceki yıla göre %3,1 artarak 523,9 milyon ton (Mt) CO2 eşdeğeri (eşd.) olarak hesaplandı. Kişi başı toplam sera gazı emisyonu ise 1990 yılında 4 ton CO2 iken, 2020 yılında 6,3 ton CO2 eşdeğeri olarak hesaplandı. Bu emisyonlardaki en büyük pay sahipleri ise şöyle:
Fosil yakıttan üretilen enerji yerine yenilenebilir enerjiye geçmek, karbon yutak alanları olan ormanların ve okyanusların korunmasını sağlamak yapabilecekleriniz arasında. Gündelik hayatınızdaki değişiklikler de bu miktarın azalmasına etki edebilir. Örneğin, moda sektörünün faaliyetleri de sera gazı emisyonlarının yaklaşık %10’unu oluşturur. Burada daha ekolojik seçimler yaparak sera gazı emisyonunuzu azaltmanız mümkün. Chalmers Teknoloji Enstitüsü’nde yapılan araştırmaya göre bir pamuklu tişört atmosfere yaklaşık 2 kg CO2 salarken polyester bir elbise yaklaşık 17 kg CO2 salıyor!
Sera gazı emisyonunun ölçümü, Çevre ve Emisyon izni kapsamında uzman kişilerin kullandığı ölçüm cihazları ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın belirlediği formatlarda yapılabiliyor.
Bakanlık tarafından yayımlanan Sera Gazı Emisyonlarının Takibi Hakkında Yönetmelik kapsamına giren sera gazı emisyonlarını izleme ve raporlama yükümlülüğü olan tesislerin, emisyonlarını doğru bir şekilde hesaplamalarını sağlamak için faydalanacakları, emisyon hesaplamalarına yönelik örnek yaklaşımları ve sera gazı emisyonu hesaplama yöntemlerini içeren dokümanı da inceleyebilirsiniz.
İklim değişikliğinin küresel etkilerinin önüne geçmek için standartlar hazırlanarak çeşitli önlemler alınmaya çalışılıyor. Bu standartlardan biri olan ISO 14064, 3 standarttan oluşan, Sera Gazı Standartları, Sera Gazı İzleme, Raporlama, Doğrulama ve Geçerli Kılma Standardı olarak yayınlanan ilk uluslararası standart.
Karışık görünüyor, değil mi? Merak etmeyin, en rahat çözüm Evreka’ nın bu işi sizin için hızlıca ve kolayca yapması!
Sera gazı doğrulaması için ilk adım sera gazı doğrulama firmaları arasından sizin için en uygun ve donanımlı olanı seçmek. Bunun için şu 2 soruyu sormalısınız: Sera Gazı Emisyon Raporlarını ve Sera Gazı İzleme Sistemlerini doğrulatacak firmalar ile Sera Gazı Doğrulayıcı kuruluşlar, Sera Gazı Doğrulayıcı Kuruluş olarak akreditede mi veya Bakanlıktan o sektör konusunda yetkili mi? ISO 14064 sera gazı hesaplama ve doğrulama yönetim sistemi için uyumlu mu?
Evreka, işletmeleri çevre ve iklim krizi önlemlerine uyacak şekilde analiz ediyor ve gerekli dönüşümleri sağlıyor. Bu bağlamda; güvenlik düzenlemeleri, sürdürülebilirlik, karbon emisyonu, atık yönetimi ve kirlilik gibi alanlarda çevre yönetim stratejisi kurmayı kolaylaştırıyor.